27 Ağustos 2014 Çarşamba

PROPAGANDA VE KAMPANYA(SİBU)


PROPAGANDA


        Latincede "yayılacak şeyler" anlamına gelen propagandanın, sözlük anlamı ise; “Bir öğreti, düşünce veya inancı başkalarına tanıtma, benimsetme ve yayma amacıyla söz, yazı gibi yollarla gerçekleştirilen çalışma”dır.
        Temel işlevi, belirli bir fikir çerçevesinde insan davranışlarını güdüleme ve yönlendirme olan propagandanın tarihi insanlık tarihi kadar eskidir. Ancak propagandanın Antik Yunan’da bugünkü anlamıyla başladığı ve günümüze kadar hala devam ettiği bilinmektedir.
       Propaganda teriminin Avrupa’da yaygın kullanımı ise ilk kez Katolik kilisesinin misyonerlik çalışmaları sonucunda olmuştur..
        Propaganda iki çeşittir. Bunlar beyaz ve kara propagandadır.

         Beyaz Propaganda; Propagandayı yapan tarafın zaferlerini, karşı tarafında yenilgilerini abartılı olarak anlatmaktır. Bu propaganda düşmanı küçük düşüren, onunla alay eden şakalar ve karikatürlerle desteklenmektedir. Beyaz propaganda biraz abartılmış olsa da gerçeklere dayanmaktadır.
     
         Kara Propaganda ise, Tam tersi bütünüyle yalan ve uydurmadır. Düşman kamplarına, ordusuna ve sivil yerleşim merkezlerine yanlış bilgiler yayarak moralleri zayıflatmak ve genellikle şüphe, depresyon ve rahatsızlık vermek amacına yöneliktir.

KAMPANYALAR

Kampanya denilince akla, belli bir sürekliliği ve belli bir düşüncenin sunulması gelir. Yani hedef kitlenin yönlendirilmesi. ( çip para reklamları)

Siyasal kampanyaların öncelikle kim tarafından yürütüleceği önemlidir. Siyasal kampanya ise kampanyada belirli bir partinin öne çıkarılması ve benimsetilmesidir. Politik kampanyalar, adayların medya pazarında toplaya bildiği tüm dikkati ve ilgiliyi seçim çıkarları için kullanıldığı birer arenadır. Siyasal kampanyalarda partinin duruşu çok önemlidir. Örneğin, parti reklam kampanyasında her olumlu, iyi bir geleceğe yönelik vaatlerde bulunarak bu işi yapar. Eğer parti muhalefet partisi ise iktidarı ya da içinde bulunduğu durumu kötüleyerek propaganda da bulunur. Politik kampanyalarda iki temel iletişim tarzı vardır. İktidar olma tarzı ve meydan okuma tarzı. İktidar olma tarzı; bu tarzı seçenler, seçme iktidar partisi yada ortağı sıfatıyla giren partili adaylardır. Bunlar iktidar olmanın avantajlarını ve devletin imkânlarını kullanırlar. Onlar için ülkenin durumu bir gül bahçesidir ve başarıları kayda değer özelliktedir.

Medyanın okuma tarzı; bunu muhalefet kanadına mensup olanlar yapar. Bunu yapan parti önemli bir değişimin ve dönüşün kesinlikle gerekli görüldüğünü ve bunu başarabilecek tek parti ve adayın kendileri olduğunu öne sürerler. Yaptıkları kampanyalardan iktidarın yapmış olduğu hataları abartarak anlatırlar. Hedef kitlenin aklında iz ve etki bırakabilmek için bunu yaparlar. Güzel bir gelecek vaat ederler.

Seçim kampanyaları ABD’de artık medya üzerinden yapılan bir yarış haline geldi. Buna bağlı olarak bu kampanyalarda en iyi konuşan kendini en iyi ifade edebilen kişi seçimi kazanabilir hale geldi. Eski politikası ya da neden geldiği artık sorgulanmaz hale geldi. Medya aracılığı ile halkla ilişkileri nasıl buna bakılıyor. İşte bu seçim dönemlerinde uygulanan yöntemlerinden biriside anketlerdir.

Anketler 3 alana ayrılıyor;

1-) Partinin ekonomik geliri iyi ise, bu anketi de yapmak zorunda kalıyor.  Anket zamanı önemlidir. Kapsamlı anketler de; insanların siyasal düşünceleri, hangi sözlerin insanların hoşuna gittiğine dair bir ön araştırma yapılır. Bu araştırmanın yapılmasının nedeni, hem kendi hedef kitlesini kaybetmemek, hem de diğer hedef kitlesine kendisine çekmektir.  Anket sonucunda halkın genel yönelimi öğrenilmiş olur. Ve son olarak da genel bir sonuç alabilmek için sonuçlandırma anketi yapılır. Bu anketi medya yapar. Böylece insanların düşüncelerinin ne yönde olduğunu anlaşılmış olur
2)  Bunu partiler yapar. Bu anketle herhangi bir kişiye veya düşünceye yönelik nasıl bir eğilim olduğu öğrenilebilir. Anket herhangi bir kişiyi yönlendirmeden, tarafsız, açık bir şekilde ifade edilir. Anket hangi hedef kitlenin esas alındığını belirtmemelidir. Anket yapılan kişinin ismi açıklanmamalıdır. Sorular bıkkınlık yaratmaması açısından 25’i geçmemelidir. Bu şekilde insanların genel düşünceleri ortaya çıkar. Aday anket sonuçlarına göre kendi söyleminde ve gündem konularında düzeltmeler yapar.
 3)Ön hazırlıktır. Bunlar bir iki yıl önce yapılır. Bu süre içerisinde de politika örgütlenir. Seçime 6 ay kala kapsamlı bir anket yapılır ve sonuca ve değerlendirmeye gidilir. O yüzden de 3 aşamalıdır.
 Gazete ve TV’ler kampanya açısından çok etkilidir. Çünkü herkese ulaşabilecek bir teknolojidir. Bu yüzden de gazeteler de ve basın bültenlerinde siyasal reklam vermek önem teşkil eder. Fakat bunların güvenirliliğini yitirmemesi için kısa tutulması lazım. Sürekli olarak tekrar edilirse amacını yitirir.
 Basın açıklaması yapacak kişi karşısındaki insanı nasıl yönlendireceğini bilmelidir. Soru sorulduğunda soruyu kendi ideolojisi doğrultusunda yanıtlamayı bilmelidir. Dolayısıyla TV halkla ilişkiler konusunun işlenmesinde gazeteden daha etkili olacağı için seçmenlerin çok daha dikkatli olması gerekmektedir. Her siyasetçinin bir halkla ilişkiler danışmanı olur. Programa ya da röportaja çıkmadan önce ondan eğitim alır.
 Adayların ekrandaki duruşu çok önemlidir. İmaj faktörünün ve benden dilinin insanları etkilemedeki rolü çok büyüktür. Adayların TV’de yaptıkları karşılıklı tartışmalar, modern seçimlerin vaz geçilmez bir parçası haline gelmiştir. Bu 1968 seçimlerinde itibaren ABD’de sistemli olarak başlamıştır. İki başkan adayı olan J.KENNEDY ve R.NİKSON arasındaki ilk TV tartışması siyaset ve medya tarihine geçmiş bir olaydır. Bu olay imaj faktörünün ve beden dilinin önemini vurgular. Kennedy parlak ve rahat bir görüntüdeyken, Nikson yorgun ve tıraşsızdı ve ayrıca takım elbisesi de dekorlu uyumlu değildi. Kamerayla da göz teması kurmayı başaramayan Nikson sürekli rakibine ve soru soran konuklara bakarak puan kaybetmiştir. Gerçekte bu konuşma sonucunda; Nikson, konulara daha hakim bir konuşmacı olduğu halde, kötü imajı yüzünden TV izleyicilerine tartışmayı kaybeden taraf olarak görülmüştür. Fakat bu olayda Nixon radyo dinleyicileri tarafından kazanan taraf olarak algılanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder