ÇOĞUNLUKÇU SİSTEMLER
Çoğunluk Sistemleri; bir seçim çevresinden
seçilecek milletvekili sayısına ve seçimlerin kaç aşamada tamamlanacağına göre
bir tasnife tabi tutulmasıdır. Çoğunlukçu sistemler, temsil işlevleri açısından
değerlendirildiğinde, en zayıf sistem olarak nitelendirilirler.
*Bir seçim çevresinden bir milletvekili
seçiliyorsa ‘’Tek Adlı’’ yada ‘’Dar Bölge’’ çoğunluk sistemidir.
Seçim tek aşamada tanımlanıyor ve ‘’basit’’ çoğunlukla kazanıyorsa ‘’Tek Turlu ‘’ çoğunluk sistemi söz
konusudur.
*Eğer bir seçim bölgesinden 1’den çok
milletvekili seçildiği durumda ise ‘’Çok
Adlı’’ ya da ‘’ Geniş Bölgeli’’
çoğunluk sistemi söz konusudur. ’’Nitelikli’’ bir çoğunluk aranır ve birinci
turda nitelikli çoğunluk sağlanamazsa seçimin sonucu ikinci turda belli olur.
Buna da ‘’iki Turlu’’ çoğunluk
sistemi denir.
1) Dar Bölge (Tek Adlı) Tek Turlu Çoğunluk Sistemi: (Tek Üyeli
Çoğunluk Sistemi)
Bu sistemde akla ilk gelecek olan ülke
İngiltere’dir. Her seçim çevresinden bir milletvekili çıkar. Seçim çevresinde
en çok oyu alan aday kazanır. % 50+1 (3’te 2) gibi nitelikli çoğunluk
aranmaktadır. Seçimler tek turda tamamlanmaktadır.
Kullanıldığı
Yerler: Büyük Britanya
(Avam Kamarası), Amerika, Kanada, Hindistan
Özellikleri
Ve Avantajları
* Sistem son derece basittir. En çok oyu
alan kazanır.
*Dar bölge esasına dayalı olduğundan seçen
ile seçileni yakınlaştırır ve aday kalitesini yükseltir. Adayların şahsi
özellikleri önem kazanır. Partiler adaylarını belirlerken daha seçici davranır.
*Sistem, yerel adayların seçilmesine ve
onların seçim sonuçlarını etkilemesine uygun bir ortam yaratır.
*Tek parti, genellikle mecliste çoğunluğa
sahip olduğu için güçlü ve etkin bir hükümet oluşturur.
*Küçük radikal partilerin güvenilirlik ve
meclise sandalye kazanmasını zorlaştırmak suretiyle aşırılığı önler.
*Bu sistem iki kanatlı bir demokrasiye yol
açar ve iki partili sistemi özendirir. En kuvvetli iki parti dışında diğer
partilerin seçim çevrelerinde kaybetme eğilimine girer.
Dezavantajları:
*Bu sistem pek çok oyu ziyan eder.
*Hükümetler genellikle çoğunluk yöntemi
sistemini üreterek, bu sistem azınlığın desteğini aldığı için hükümetin
meşruiyetini sarsar.
*Hükümette meydana gelen bir değişiklikte
bu sistem istikrarsızlık yaratabilir.
*Temsilde adalet ilkesi ile çelişen bir
sistemdir. Son derece adaletsiz sonuçlar doğurarak parlamentoda ‘’yapay’’
çoğunluklar oluşturabilir.
*Seçilenler, kendi güçlerine dayanarak
seçimi kazandıkları inancına sahip oldukları için parti disiplini
zayıflayabilir, parlamentoda kaygan çoğunluklar meydana gelir.
2)Dar Bölge (Tek Adlı) İki Turlu Çoğunluk Sistemi( İkinci Oylama
Sistemi):
İlk turda kullanılan oyların mutlak
çoğunluğunu elde eden aday seçilmiş olur. Fakat bu oran, o seçim bölgesindeki
kayıtlı seçmen sayısının dörtte birinden az olmamak zorundadır. İlk oylamada
hiçbir aday çoğunluğu elde edemezse, önde giden iki aday arasında beraberliği
gidermek için ikinci oylama yapılır. Buna ‘’balotaj’’ denir.
Özellikleri
ve Avantajları:
*Bu sistemde, seçmenlerin tercihleri
çoğalmaktadır. Seçmenler ilk oylamada asıl istedikleri partiyi ve ikinci
oylamada ise en az kötü olan aday için mantıklarını devreye sokarlar.
*En çok oyu alan kazanır sisteminde olduğu
gibi bu sistemde de, güçlü ve istikrarlı bir hükümetin kurulabilmesi mümkündür.
*Bu sistem azaltıcı bir etki yaratmaz.
*Bu sistem seçim öncesi yada sonrasında da bir birine yakın
fikirleri savunan partiler arasında işbirliğini teşvik eder.
*Sistem partiler arasındaki ittifakla
kurulur.
Dezavantajları:
*Çoğunluk sisteminin bir türü olarak iki
turlu sistemde adaletsiz sonuçlar üretebilir.
*İkinci turda sağ ve sol blok partiler
arasında kutuplaşmalar ve gerginlikler yaşanabilir.
*İki turlu sistem hem seçim sürecini
uzatmakta, hem de seçim maliyetini artırmaktadır.
*Üçüncü partiler için adaletsizdir.
NİSBİ TEMSİL SİSTEMİ
Nisbi Temsil, partilerin mecliste sahip
oldukları sandalye sayıları ile seçimlerde elde ettikleri oy sayısının
birbirine eşit olması gerektiği ilkesidir. Çoğunluk sisteminin eksikleri
dikkate alınarak geliştirilmiştir.
1)Seçim Sayısı ve Artık Oy Uygulamasına Dayalı Nisbi Sistem:
a) En Yüksek Bakiye (Artık) Yöntemi: küçük
partilere avantaj sağlar.
b)En Büyük Ortalama Düzeyi: seçim sayısı
hesabıyla milletvekillerinin bir bölümü partiler arasında dağıtılır.
c)Milli Bakiye (Artık) Yöntemi: partilerin
aldıkları oyların seçim sayısına bölündükten sonra elde ettikleri
milletvekilleri sayılarının belirlenmesinden sonra, bölme işleminden kalan
artık oylar ülke bazında toplanır.
2)Seçim Sayısına Dayanmayan ve Artı Oy Bırakmayan Nisbi Temsil
Sistemleri:
Seçim sayısı hesabı gerektirmeyen ve artık
oy bırakmadığı için nispeten daha basit bir yöntemdir.
a) D’Hondt
Yöntemi:
*artık oy bırakmaz ve en yüksek ortalama
yöntemi gibi büyük partilere hafiflik sağlar.
*burada önemli olan bir büyüklük sıralaması
dizmektir. Her partinin aldığı oy miktarı sırası ile; 1’e, 2’ye, 3’e …. Bölünür
ve bu işlem o seçim çevresinin çıkaracağı milletvekili sayısına ulaşıncaya
kadar devam eder. Elde edilen paylar parti farkı gözetilmeksizin büyükten
küçüğe doğru sıralanır. Milletvekilleri bu payların sahibi partilere dağıtılır.
Büyük partilere küçükte olsa avantaj sağlayan bu sistem çevre veya ülke barajlı
olarak uygulanır.
*Her aşamadan sonra en yüksek “ortalama”ya
sahip olan parti bir sandalye kazanır.
b)
Sainte Lague Yöntemi:
*Bu
yöntem d’hondt sisteminde yapılan küçük partilere olan adaletsizliği ortadan
kaldırmaktadır.
*
Bu sistemde partilerin aldıkları oylar yalnızca tek sayılara yani 1 e, 3e ve 5
e bölünür. Millet vekili dağılımı d’hondt sistemindeki gibidir.
*
Nisbi sistemde temsil adaletini sağlamaya yöneliktir. Azınlıkların temsilline
imkân verdiği için onların meşru zeminler dışına çıkmasını engeller ve kişisel
çıkar kaygıları arka plana itilir.
FEDERAL YAPI
Daha
özerk, kendi başına karar alma yetkisine sahip, eyalet, devlet ve bölgelerden
oluşan devlet tipidir. Tanımlar:
1)Federalizm(
Riker’e Göre): hükümet
faaliyetlerinin; bölgesel hükümetler ve merkezi hükümet arasında farklı
faaliyetlerde karar alma yetkisine sahip olabilecek şekilde bölündüğü siyasal
örgütlenmelerdir. Bölgesel hükümet derken; kanton, eyalet vs.. Her iki hükümetinde yetki alanları çizilmesi
gerekmektedir.
Üniter devlette, yerelin yetkileri
sınırlıdır, federal devlette ise merkezin yetkileri sınırlıdır. Bölgesel hükümetlere;
Devlet adı veriliyorsa ;ABD, Hindistan, Avustralya, Venezüella
örneği verilir.
Eyalet adı veriliyorsa : Kanada
Kanton adı veriliyorsa : İsviçre
Bölge adı veriliyorsa : Belçika
Lönder adı veriliyorsa :Almanya ve Avusturya’dır
2)1990’larda
Federalizm Tanımı: Esas
olarak siyasal gücün çoklu merkezler arasında köktenci dağıtımıdır.
*oynanabilir
siyasal bir iktidar değil,
*Genel
eğilim anayasal olarak merkezi hükümetin sınırlandırılmasıdır.
3)
İkincil Dönem: Federalist
kuramcılar ise; seçim bölgelerinin temsil edilebileceği güçlü bir federal
meclisi içeren iki meclisli yasama organıdır. Diğer taraftan; katı bir anayasa
ve bir yüksek mahkeme(anayasal yargıya sahip özel bir anayasa mahkemesi) bunlar
federalizmin temel taşlarıdır.
Federal-adem-i
merkeziyetçi; siyasi
iktidarı bölgelere göre paylaştırmaktır. Merkezi iktidarın işini
hafifletmektedir. Yani her bölgede valiler vardır. Diğer bir ifade ile iktidarı
devir eylemidir. Merkezi yönetimin ülkenin toplam vergi gelirindeki payı,
federalizmin daha ince düzeyde ölçülebilesi için bir faktördür. Belediyelerin vergi koyma yetkisi vardır.
(örnek çöp vergisi) bu vergi durumu, adem-i
merkeziyetçilik açısından önemli bir ölçüttür.
Uygulandığı ülkeler; ABD, Avustralya,
Kanada, Almanya, Rusya, Belçika
Federal
–merkeziyetçi : Venezüella, Hindistan, Avusturya
Yarı
federal : İsrail,
Hollanda, Papua Yeni Gine, İspanya
Üniter-adem-i
merkeziyetçi : Danimarka, Finlandiya, Japonya, Norveç,
İsveç
Üniter- merkezci : Barbados, Kolombiya,
Yunanistan, İzlanda, İrlanda, Türkiye, İngiltere, Lüksemburg, Malta, Yeni
Zelanda, Portekiz, Fransa, İtalya
PARLEMENTER
SİSTEM- BAŞKANLIK SİSTEMİ
Parlamento, parlamenter sistemde kullanılan
bir kavramdır. Buda yasama organıdır. Başkanlık sisteminde ise bunun adı
kongredir. Parlamenter sistemler 20. yy’da sürekli güç kaybetmiştir.
Parlamentodan çıkan hükümet güçlü hale gelmiştir. Yürütme yasamaya oranla
güçlenmiştir. Bu eğilim 200’li yıllardan itibaren oldukça artmıştır.
Parlamenter sistemde hükümetin dayanıklılığı ölçütüne bakılır. Hükümetler uzun
süre iktidardaysa yasamada üstündürler, eğer kısa süre kaldılarsa zayıf kabul
edilirler. Parlamenter sistemlerin daha dayanıksız hükümetler yarattığı
varsayılır. Bu nedenle istikrarsız sistem olarak kabul edilir. Ama bu görüş
yanlıştır. Yapılan araştırmalar sonunda varılan sonuçlara göre hükümet ile
rejimdeki istikrar arasında bir bağlantı kurmak doğru değildir.
İki meclislilik: ikisi de yasma organı
olarak kabul ediliyor. Bu yapının önemi; genellikle temel meclis (avam
kamarası) gibi geniş katılımlı bir ve seçimle gelen bir sistemdir. 2. Meclis
ise lorlar kamarası gibi daha muhafazakar bir yapıya sahiptir. Atamalarla
kurulmaktadır. Etnik yapıyla da eşleştirilebilirler. Ana meclisi frenlemek için
ortaya çıkmıştır bir sistemdir. Zaman için de bu önemini yitirmektedir. İkinci
meclisler genellikle yapı olarak zayıftırlar.
Dünyada eşit yetkilere sahip iki meclisin
bulunduğu ülkeler; Kolombiya, İtalya, İsviçre ve ABD’dir. Bunlarda birbirine
denk 2 meclisli yapı söz konusudur. Birinci meclisler doğrudan seçmenler
tarafından seçilir. İkinci meclis dolaylı yoldan gelir veya atanır. Bu yüzden
meşruiyetleri zayıftır genellikle. Anayasal yetkileri eşit olmayan ama doğrudan
seçilen meclise Avusturya ve Japonya örneği verilebilir. ( iki meclis de halk
tarafından seçilir.)
Hollanda
Parlamentosu: bölgesel
yasama organları tarafından dolaylı olarak seçilir. Buna rağmen güçlü bir
ikinci meclise sahiptir. Çünkü bu ikinci meclis, ilk meclis tarafından geçersiz
kılınamayan tüm yasa teklifleri üzerinde mutlak bir veto yetkisine sahiptir. (
Hollanda’da ki ikinci meclis çok güçlüdür. Birinci meclis, ikinci meclisin veto
yetkisini kaldıramıyor.)
Almanya
Parlamentosu: burada
ikinci meclis ne genel seçimlerden ne de mutlak vetodan gücünü alır. Emsali
olmayan bir federal meclistir. Federasyon üyesi eyaletlerin yöneticilerinin
oluşturduğu bir meclistir. Bu nedenle dünyada en güçlü 2. meclis olarak
bilinmektedir.
Bazı ülkelerde ikinci meclisler genellikle
bir takım azınlıkların temsili amacıyla tasarlanmıştır. Yada söz konusu ülkeler
farklı seçim kriterlerine sahiptir. Örneğin; nüfusa bakılmaksızın eyalet veya
kanton temsilinde eşitlik sağlanması gibi. ( eyalet 20000 veya 10000 kişi olsa
bile, eşit kişi göndermeleri isteniyor.)
Kanada
Senatosu: eyaletlerin eşit
şekilde temsil edilmediği, buna karşın küçük birimlerin daha yüksek temsil
edildiği örneklerdendir.
Avusturya’da
Federal Konsey: Küçük
birimlere özel temsilcilik vermez. Bunun yerine nüfusa orantılı bir temsiliyet
sağlar. bu istisnai bir durumdur.
Belçika
Senatosu: Fransızca ve
almanca konuşan dilsel azınlıklara fazladan temsiliyet hakkı tanınmıştır.
Parlamenter
sistemle başkanlık sistemi arasındaki fark:
1. fark:
Parlamenter sistemde hükümet başkanı başbakandır. Parlamenter sistemde genel
olarak başbakan ve hükümeti güven oyuyla kurulur. Ve güvensizlik oyuyla da
görevlerinden uzaklaştırılır. Dolayısıyla yasama organına sorumludur. Başkanlık
sisteminde ise, yürütme başkanı anayasanın belirlediği süre için seçilir ve
normal yollardan yasama organının güvensizlik oyuyla düşürülemez. Başka
yollarla düşürülür.
2. fark:
başkanlık sisteminde bakanlar ya doğrudan doğruya ya da seçilmiş delegeler
yöntemiyle halk tarafından seçilirler. Parlamenter sistemde ise, başbakanlar
yasama organının üyeleri tarafından seçilirler.
3. fark:
parlamenter sistemlerde yürütme organının kolektif bir niteliği bulunur. Yani
hükümet kurulduğu zaman genellikle kabine düzenli aralıklarla toplanır ve
bakanlar kurulu kararı ortak bir şekilde çıkar. Başkanlık sisteminde yürütme
yetkisi tek kişide toplanır. İster hükümetin onayı olsun veya olmasın, başkan
bir konuda yetkisini kullanırsa bu uygulanır.
Parlamenter
Sistem( yasamanın güven oyuyla kurulan yürütme):
Avustralya, Avusturya(y.b), Belçika,
Kanada, Danimarka, Finlandiya(y.b), Fransa(y.b), Almanya, Yunanistan, Türkiye,
İzlanda(y.b), Hindistan, İrlanda(y.b), İtalya, Japonya, Portekiz(y.b),
Hollanda, Yeni Zelanda, İsveç, İngiltere, Norveç, İsrail(1996’ya kadar).
Başkanlık
Sistemi(seçmen tarafından seçilen yürütme):
Kolombiya, Fransa(y.b), İsrail(1996’dan
sonra), ABD, Venezüella.
NOT: burada sorulan soru, belirleyici
politikaları kim savunuyor? Eğer başkansa, başkanlık sistemine daha yakındır.
Yarı Başkanlık Sistemi
Hem halk tarafından seçilen bir başkan, hem
de bir parlamentodan çıkan bir başkana sahip sistemlerdir. Yürütmede hem başkan
hem de başbakanlık sistemi vardır. Avusturya, Finlandiya, İzlanda, İrlanda,
Portekiz, Fransa ülkelerindeki yarı başkanlık sistemleri de faklılık gösterir.
Daha fazla palamentozime yakın olanla, başkanlığa yakın olanlardır. Mesela
1997’de Shrak’ın başkanlığında sistem parlamentoizme yakındı. Çünkü başkan daha
güçlüydü. Başkan halk tarafından, başbakan parlamento tarafından atanır.